Ankara Teknik Gezisi Vol.4: Gençlik Parkı

Ankara Kalesi'nin girişini çekmişim yeni farkettim :)



Kalenin yanındaki sokak üzerinde Emin Usta'da yedik yemeğimizi.

Kuru fasülye ve köfte alternatifleri vardı.

Ben köfte tercih ettim, şimdiye kadar yediğim en güzel köfteydi diyebilirim. Zaten Abdullah Gül de orda yermiş köftesini :)

Bulunduğumuz sokakta otantik dükkanlar vardı.

Gümüş, bakır eşyalar satılıyordu.

El işi takılar vardı.

Başladık yürümeye :)

Avizeciler Çarşısına kadar geldik.

Sürekli hareket halinde olduğumuz için fotoları bakmadan çektim, idare edin artık.

Çarşıda herşey vardı maşallah :)

Gençlik Parkına doğru yürümeye devam ettik.

Tabi 60 kişi trafiğe dalınca kısa süreli paniğe sebep olduk :)

Gençlik Parkı göründü :)

Su ögelerini sıklıkla görmek mümkündü.

Cafeler, restorantlar hoş mekanlara benziyorlardı ama kış olduğu için sessizdi heryer.

Hava sıcak olsa nasıl sarılırdık fıskiyelere :) Soğuk olunca içimizi üşüttü sadece.

Park planı

Bir başka giriş

Manzara çok güzeldi, tahminimden çok daha büyük bir yer çktı.

Ve tabiki Lunapark :)

Benim çılgın arkadaşlarım adını hatırlamadığım bu korkunç şeye bindiler :) Hahh... kamikaze!!!

Pek keyifliydiler ama :)

Ben herzamanki gibi çarpışan arabayı tercih ettim :)

 Bi de hocayla beraber gondola bindik ki tam kopmalıktı :)

Güzel yerdi Gençlik Parkı, gölet müthişti.

Ordan otobüsümüze binip Göksu Parkına gittik. Tabi hava kararmıştı kısa bi süre kalıp ayrıldık.

Bir çok cafe vardı biz Su Sesi diye bir yere girdik.

 

Tost ve Brownie yedik :)

Kaliteli mekandı, yazın nasıl güzel oluyordur kimbilir.

Sonra da vurduk yollara kendimizi. Bir teknik gezinin daha sonuna geldik. Yeni maceralarda buluşmak dileğiyle :)