31 Temmuz 2011 Pazar

Burcu Esmersoy Makyajı

Kendisinden hiç haz etmem. Kendini beğenmiş, şımarık ve fevkalade ukala buluyorum. Geçen gün ntv de sunduğu programına denk geldim. Hakkını vermek gerek makyajı hoş olmuştu. Resimde belli değil ama üzerindeki lila elbisenin renginde far ve göz altına simli yeşil eyeliner kullanmış. Doğal cilt tonu ve şeftali rengi rujuyla fresh bir görüntüsü vardı.

 Mor renkli ve kalın topuklu ayakkabılar olmuş mu şimdi? Yok muydu zarif nude bir ayakkabın?!

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Hera's Special Cake :)

Pasta, kek, börek çok severim. Fırsat buldukça da yaparım. Tabi biraz işin kolayına kaçmak için bazen hazır malzemelere başvurduğum oluyor. Bu sefer de biraz öyle oldu :) Tarife gelirsek;

Küçük bir pasta istediğim için az malzeme kullandım. İlk olarak 3 yumurtayı 1/2 bardak şekerle krema kıvamına gelinceye kadar çırptım. Sonra içine  1/2 bardak süt ve 1/4 bardak sıvıyağ koydum. 1'er paket kabartma tozu ve vanilya ile beraber göz kararı un ekledim. Kıvamı çok yoğun olunca sevmiyorum ben, fotoda göründüğü gibi  akışkan olmalı. Kare kalıba döküp, batırdığım kürdan temiz çıkana kadar pişirdim.

Kolaya kaçmak diye buna deniyor :) Arkalarında yazan tarife göre hazırladım. Krem şantiyi kaymak kıvamında olması için daha az sütle yaptım.

Çilek bulamayınca ne farkeder diyip kiraz koymaya karar verdim. Fark ediyormuş, çilek koyun siz :) Zeytin çekirdeği çıkarmaya yarayan bu aleti böyle işlerde kullanıyorum işte :)

Meyveli pastaya çikolata koymak nerden çıktı bilmiyorum, canım çekti heralde. Ülker'in %70 kakaolu pasta çikolatasını kullandım. Biraz acı ama ben seviyorum.

Göstermiş olduğum ufak bir özensizlikten dolayı kek beklediğimden az kabardı, sormayın neydi diye, olur bazen öyle :) Keki ortadan ikiye ayırmak için ip kullanyorum, çünkü...

...işte böyle muntazam oluyor :)

Vişne suyuyla ıslattığım tabanın üzerine dolgu kremasından biraz sürüp, kirazları yerleştirdim.

Kalan kremayı da üzerine döküp, çikolataları serpiştirdim.

Diğer parçayı üzerine kapattım.

Krem şantiyle sıvadım. Bu arada krem şantinin tadını hiç sevmiyorum :|

Üzerine çilek sosunu boca ettim gitti :) Beyaz çikolata olsa süslerdim ama böyle de iyi göründü bana.

Sonuç olarak, defalarca kremasını kendim yaptığım lezzetli pastalar tatmış ve kendi çapında gurme olduğunu iddia eden biri olarak beni tatmin etmedi. Yanlış anlaşılmasın tadı gayet güzeldi ama ben daha doğal ve aromatik bir tat aradığımdan, hazır ürünlerdeki kimyasallar beni rahatsız ediyor. Mehmet Yaşin'in söylediği gibi 'damak çatlatan' bir lezzet olmadı ama pratik olduğu için bazen yapılabilir.

29 Temmuz 2011 Cuma

Koton Bileklik

Sanki sahilden toplanıp biraraya getirilmiş gibi. Zarif ve eğlenceli




Amy Lee, dünyada ruhumu okşayan çok az şeyden birisin, iyiki varsın.
                                           

28 Temmuz 2011 Perşembe

♥ Gucci Sunglasses ♥

Buna ba-yıl-dım. Camın çerçevesi beyaz üst kısım siyah olarak tasarlanmış. Gucci 1827 White Aviator

Cat-eye dedikleri model. Klasik ve stil sahibi  ♥

Gucci demişken, tahrik edici reklamlarına bayılıyorum :)





Come join the party yeah... Let's get it started yeah...
                              

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Autocad Kursu

İlk çizimim :) Böyle kolay göründüğüne bakmayın. Ölçekli çizim, herbir çizgi için ayrı koordinat yazmak gerekiyor.

26 Temmuz 2011 Salı

Banyo Yenileme Vol.3: Curse of The Bathroom


Bizim binanın temelinde kesin yatır var. Hem de banyonun olduğu yerde. Bu laneti başka türlü açıklayamıyorum. İlk 'banyo yenileme' başlığını attığımda bunun keyifli bir süreç olacağını düşünmüştüm. Acı ve keder doluydu...

 Yüksek tansiyonu ve kalp rahatsızlığı olanlar okumasın lütfen!

 Herşey aşağı katın 'banyo tavanından su akıyor' demesiyle başladı. Mart ayıydı sanırım. Sıhhi tesisatçı çağırdık. Daha evvel küvveti söktürmüş yerine fayans döşetmiştik. Ordan kaynaklanabileceğini söyledi, su giderini değiştirdi. Düzelme olmayınca başka birini çağırdık. Borular tıkanmıştır dedi, açmak için birşeyler yaptı, yine düzelmedi. Başkasını çağırdık, su giderini yapamamışlar dedi, tekrar yaptı yine birşey değişmedi. Başkasını çağırdık, su borularına bakmak gerek, banyo dolabını sökeceğiz dedi, banyonun heryeri kırıldı, resmen inşaat çıktı evde. Adam 60 küsür yaşında, nefes almakta zorlanıyordu. Bir ara mezarını kazıyor diye düşünmedim değil. Sonuç, yine olmadı. En sonunda inşaatlara çalışan bir usta bulduk, rica minnet çağırdık (işlerin en yoğun olduğu zaman, ufak tefek şeylere gelmek istemiyorlar) Adam nokta atışı yaptı, sızan yeri buldu, boruyu değiştirdi. Hallelujah!!! Bu arada 3 ay geçti.

Banyonun hali içler acısıydı, biz de baştan aşağı yenilemeye karar verdik. Sonrasını anlatmıştım zaten. Ama aksiliklerden hiç bahsetmedim. Fayans bakmak için defalarca Koçtaş-Vitra-Çanakkale Seramik-Seramik Dünyası arasında mekik dokuduk. Sonunda siyah beyaz fayanslara karar verdik. Ustalar iyiydi ama fayansların bazı yerlerinde çökmeler, eğrilikler olmuş.

Eski fayansları kırarken klozetin üzerine düşürmüşler. Klozeti de yenilemek zorunda kaldık.

Fayanslar yapılırken kapıyı sökmüştük, kapı şişmiş yerine oturmadı. Ustalardan biri düzeltti.

Duş teknesinin yeri 1.68 cm. Standart üretim 1.65 ya da 1.70 cm miş. 3 cm açıklık kaldı, oraya plastik ek yaptılar ama sızıntı yapıyor. İki kere silikonlandı hala düzelmedi. Bez koyuyoruz artık :(

Bizim tavanda eğrilik var. Ters tavanı döşemek 10 dk lık işken, usta 1 saat uğraştı ve çap duruyor resmen!

Vitra klozet aldık. İçindeki bağlantı dirseği yerine oturmadığı için duvara tam yaslayamadılar, arkada 2 cm boşluk var. Kapağı iyi monte edilmemiş, tekrar yapıldı.

Duşa kabini istediğimizin desende göndermediler, sineye çektik.

Duş bataryasını eğri monte etmişler. Çok bariz değil ama ben görüyorum işte!

Ve azabın en büyüğünü banyo dolabında yaşadık. 1 haziranda sipariş ettiğimiz ve 15 günde gelecek olan ürün temmuzun ortasında teslim edildi. Kaplaması ithalmiş. Vitra'nın elinde olmadığı için yerli bir firmaya aynısını yaptırmışlar, o da olmamış. Tekrar ithal etmişler derken uzadı da uzadı...

Dolabın gelmesinin ardından montaj serüveni başladı. Bizim dolap ayaksız model, yerden yüksekliği standart 85 cm olmalıymış. Dolabın geleceği yerden su boruları geçiyor. Yerini bloga koyduğum fotolardan gösterdim gelen elemanlara. Tamam kurtarıyor dedi ve matkabı vurmasıyla borunun patlaması bir oldu. Yaptırın biz geliriz diyip gittiler. Şaka gibi! Suyu vanadan kapattık, ertesi akşama kadar susuz kaldık. Yine tesisatçı çağırdık. Yama yaptı delinen yere. O duvarda bir de merkezi sıcak su saati var, ölçtük biçtik o saat çıkmadan dolabın çekmecesi kapanmıyor. Tabi yine tesisatçı çağırdık, saati çıkardı. Ertesi hafta montajcılar geldi ve sonunda oldu.

Artık en son armatür de bağlanacaktı ve kurtulacaktık. Tesisatçı geldi YİNE!!! Armatürün vidasında sorun varmış. Koçtaş'a gittik,  ürünü değiştirdiler güya. Akşam adam geldi ve anladık ki değişen birşey yok. Aynı ürünü tekrar vermişler, zar zor takıldı artık!

Bütün bu süreçte eve yüzlerce usta(!) geldi. Her gelen bir yerleri çizdi, fayansları çatlattı.

Tesisatçılara verdiğimiz parayla yeni bir banyo daha yaptırırdık, onu hiç saymıyorum.

İşte son hali budur. Fotolarda nasıl da masum ve güzel görünüyor değil mi? Ama herşey Dacia Duster reklamındaki gibi oldu. Uğraştığıma değmeden hevesim kaçtı!!!



Camlı banyo rafını 6 tane yerine 5 tane vidayla monte etmişler. Sağ alt vida takılmamış. Görünce gülmekten öldüm :) Düzgün olsa şaşardım zaten!


Son olarak ışıklı ayna yaptırılacak. Ama uzunnn bir zaman sonra.
Koçtaş'a gi-di-yo-rum, çünkü evimden nefret e-di-yo-rum!

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Fotoğraf Stüdyom :)

Evet ben de yaptım :) Okuldan kalan malzemeleri kullandım. Oluklu karton, beyaz fon kartonu, L şeklinde menteşe (masa gönyesi deniyormuş :) ve yapıştırıcı.


Evdeki abajurları heba ettim ama 3. ışık kaynağını bulamadım. Çok ilkel oldu ya :)


Fena olmadı gibi...

23 Temmuz 2011 Cumartesi

You Know I'm No Good

Üzdün beni be Amy, kaldıramadın dünyayı...
                                 

Evde Fotoğraf Stüdyosu Hazırlamak

Sevgili Pelin Yaratıcı Tasarımlar isimli blogunda, evde fotoğraf stüdyosu hazırlamakla ilgili bir post yayınlamış. Emeksensin sitesi tarafından hazırlanan bu yazıyı benim gibi fotoğraf tutkunu olan herkese armağan ediyorum :) Pelin'e ve site çalışanlarına teşekkürler.

Gereken Malzemeler

  • 2 adet 50cm x 50cm boyutunda kesilmiş tahta plaka
  • 2 adet L şeklinde çelik destek
  • 4 adet plastik ayak ve 4 adet kısa vida
  • 16 adet 8mm çapında vida, ve bunlara uygun 32 somun, 32 pul
  • Beyaz karton
sonsuz fon yapmak için gereken parçalar
Bunların dışında, sonsuz fonumuzu birleştirmek için tornavida, pense, ve bir matkaba ihtiyaç duyacağız.
Gereken malzemeleri, herhangi bir nalburdan, veya İkea, Bauhaus türü bir yapı marketten alabilirsiniz. Dilerseniz, bizim tasarladığımız bu düzeneği basitleştirebilirsiniz. Mutlaka aynı şekilde yapmanız gerekmiyor, ancak biz bu sistemi uzun ömürlü ve kullanılabilir olması için tasarladık.

1. Adım

Öncelikle yapmanız gereken iki tahta plakayı birbirine L şeklinde, birbiriyle dik açı oluşturacak şekilde birleştirmek. Birleştirme işleminden önce, ilk etapta iki tahta plakayı da matkap aracılığıyla ikişer köşesinden delmeniz gerekiyor. Açacağınız delikler L şeklindeki çelik desteklerin delikleri ile uyumlu olmalıdır. Bu çelik destekleri tahta plakanın üzerine yerleştirerek bir kalem ile deliklerin ortasını işaretleyin, ve daha sonra bu noktaları matkapla delin. 
sonsuz fon yerleşim

2. Adım

Yaptığınız düzeneği herhangi bir masaya koyup masanın çizilmemesini sağlamak için altına plastik ayaklar yerleştirmelisiniz. Bu ayakları L şeklinde çelik ayakları yerleştirmeden önce monte etmelisiniz. Daha önce deldiğimiz noktalara denk gelmeyecek şekilde tahtanın yatay plakasına yani L'nin alt kısmına plastik ayakları vidalamalısınız. Kullandığınız tahtanın sertliğine göre, bu ayakları matkap kullanmadan minik tahta vidası ve tornavida ile monte edebilirsiniz.Burda dikkat edeceğiniz nokta, kullandığınız vidanın tahta kalınlığından büyük olmamasıdır. (vidanın ucunun tahtanın ön tarafından çıkmaması için) 

sonsuz fon plastik ayak montajı

3. Adım

L şeklindeki çelik destekler vidalar aracılığıyla köşelerinden delinmiş tahta parçalarına monte edilir. Vidayı deliğe yerleştirmeden önce pul(ortası delik yuvarlak), vidanın ucuna kadar getirilir. Daha sonra pulla birlikte vida delikten içeri geçirilir ve tahtanın öbür yüzüne geçmiş vidanın ucuna önce yine pul ve sonra somun sıkıştırılır. Vidayı sıkıştırırken dikkat edeceğiniz nokta ise tüm vidaları aynı oranda yavaş yavaş sıkıştırmanızdır. Tüm vidalar hepsi takılıncaya kadar çok sıkıştırılmamalı, gevşek bırakılmalıdır. Bu sayede vida, sağlam bir biçimde L şeklindeki destekler ile tahta plakaları birleştirmiş olur. 

sonsuz fon montaj diagramı
Önce alt levhaya bu çelik destekleri monte edelim. Sağlam durduğundan emin olduktan sonra, üst levhayı monte edelim. Alt levha ile üst levha’nın farkı, alt levhanın deliklerinin kullanılan tahtanın kalınlığı kadar geriden delinmiş olmasıdır.

4. Adım

Artık L şeklini alan tahta plakaların alt ve üst kenarlarına karton, herhangi bir yapıştırıcıyla (örneğin; çift taraflı bant) az gergin olacak ve kavis yapacak biçimde yapıştırılır. Bu az gergin pozisyon kartona eğim verir ve bu eğim önden çekilecek fotoğrafın arka planının sonsuz fon olmasını sağlar.
sonsuz fon montaj tamamlanmış görünüm

5. Adım

Tüm bu işlemler sonrasında stüdyonun tamamlanması için geriye sadece gerekli ışık kaynaklarının doğru yerlere konması kalıyor. Fotoğrafta çıkacak objenin belirgin çıkması, ışığı doygun ve orantılı almasına bağlıdır. Bunun için 3 adet ışık kaynağını oluşturduğunuz sonsuz fonun sağ, sol ve üstünden ışık verecek şekilde yerleştirmeniz gerekmektedir. Işık kaynaklarını fotoğrafını çekmek istediğiniz objenin etrafında gölge olmayacak şekilde ayarlamanız gerekiyor. Biz bunun için akrobat lambalar kullandık. Dilerseniz daha hesaplı ayaklı lambalar da kullanabilirsiniz, ancak lambaların ayarlanabilir olması gerekmektedir.
sonsuz fon kamera ve ışık
Ayrıca size tavsiyemiz, bu ışık kaynaklarında helezon biçiminde tasarruflu ampul kullanmanızdır. Standart lambalar çekeceğiniz objenin gerçek rengini vermez, fotoğraflarınız sarı çıkar.
sonsuz fon helezon ekonomik lamba


22 Temmuz 2011 Cuma

Nostalji: Buffy The Vampire Slayer

Vampirlerden konu açıldı madem, devam edelim. Ergenlik aşkım Buffy. Dizi 1996-2003 yılları arasında 7 sezon olarak çekildi. Ben son iki sezonuna yetişebildim, bütün sezonları izlemem o zamanlar bağımlısı olduğum Cnbc-e de tekrarlarının yayınlanmasıyla oldu.

Buffy'nin 16 yaşında vampir avcısı olduğunu öğrenmesiyle başlayan olayları konu alıyor. Her bölümde farklı olaylar işleniyor ve Buffy, arkadaşlarının da yardımlarıyla insanlığı iblislerden ve vampirlerden defalarca kurtarıyor. Vampirleri kalplerine sapladığı kazıkla toza dönüştürüyor. Birgün yarı insan yarı vampir olan Angel la tanıştı ve ona aşık oldu. Angel ruhu olan ve iyilerin tarafında olan bir vampir, fakat daha sonra tekrar kötü oldu ve insanlara eziyet etmeye başladı. Buffy onu cehenneme gönderdi. Daha sonra tekrar getirdi ve birlikte olamayacaklarına karar verip ayrıldılar. Burdan sonra  yine bir Joss Whedon yapımı olan Angel isimli dizi başladı ve 6 sezon boyunca devam etti.

Bir de Spike vardı tabi ki. Kötü bir vampir ve önceleri Buffy'i öldürmek istedi ama daha sonra ona aşık oldu, dizi bitene kadar onlarla vampir avladı :) 

Buffy bu 7 sezon içinde kaç kere öldü dirildi hatırlamıyorum :) Vampirlerle olan dövüş sahneleri Jackie Chan'i kıskandırırdı hani :)  Aman nasıl aşk yaşardım nasıl! Zaten severim tehlikeyi, aksiyonu, bir de kadın kahraman olunca hayallerimi süsledi yıllarca.

Buffy'i oynayan Sarah Michelle Gellar evlendi, çocuk doğurdu, elini ayağını çekti bu işlerden :) Angel'ı oynayan David Boreanaz şimdilerde Bones adlı dizide FBI ajanını canlandırıyor. Buffy'nin arkadaşı Willow'u da How I Met Your Mother'dan hatırlarsınız.

Açılış müziğini çok severdim. Tabi o zaman sınırsız internet falan yok. Superonline, e-kolay paketleriyle üstelik saatine göre ekstra ücret ödeyerek giriyoruz internete. Böyle müzik, video siteleri falan yaygın değil, ara ki bulasın! Nitekim tv den kasete çekerek elde ettiğim cızırtılı kaydı dinlerdim. (yuh artık... o kadar yaşlı mıyım ben ya?!)
                                

Angel'ın hüzün dolu jeneriği, keman aşkımın temeli...
                               

Bundan sonraki nostalji yazım ilk göz ağrım, 90 ların en çok ses getiren kült bilimkurgu dizisi hakkında olacak. Hatırlayan oldu mu?

20 Temmuz 2011 Çarşamba

J.Lo ve Yeni Sevgilisi: I Knew It!

Geçen hafta yazmış ve daha biraz önce yayınlamış olduğum J.Lo'nun klip post unun ardından Habertürk gazetesinde gördüğüm yazıyla şok oldum. Jennifer gerçekten klipteki elemanla çıkıyormuş. Adı William Levy, 30 yaşında ve Kübalı. Birkaç ay önce 2 çocuğunun annesi Meksikalı oyuncu Elizabeth Gutierrez'den boşanmış. J.Lo ile klip çekiminde yakınlaştıkları ve ardından evliliklerini bitirdikleri iddia ediliyor. Amerikalıların bir lafı vardır: I knew it!!! :)

Hoş kadınmış Elizabeth. Aralarında ne yaşandı bilinmez, demek ki ilişkiyi tükettiler.

Bu aile tablosu yok artık...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...