30 Ocak 2011 Pazar

Mamma Mia!!!

Heryerde kar var. Dışarısı buz gibi. Tatil günü evde olunca ne yapılır? Tabiki yemek :)
İlk kez denediğim yayla çorbasıyla karşınızdayım. Kendini beğenmiş demeyin ama restorantlarda yediklerimden bile lezzetliydi. İnternette okuduğum tariflerin etkisi büyük tabi. Paylaşım içinde olmanın faydaları :) Tavuk ya da et suyu olmadığı için normal su kullandım. Yine de leziz oldu :) Ayrıca pirinç yerine de tel şehriye koydum. Pirincin verdiği nişasta tadını sevmiyorum. Genelde herkes yoğurt, yumurta sarısı ve unu karıştırıp çorbaya ilave ediyor. Püf noktası ise, önce unu yağda kavurup çorbaya eklemek, sonra yoğurtla yumurta sarısını. Kavrulmuş unun çorbaya kattığı lezzet inanılmaz. Bu püf noktası için hünerlibayanlar bloguna teşekkürlerimi iletirim. Orjinal tarif
 
 Hızımı alamadım ve geçen gün Touch The Sky'ın blogunda gördüğüm mantarlı tavuğun farklı bir versiyonunu yaptım.

 Tavuk güğsünü, mantarı, soğan-biberi ayrı ayrı tavalarda pişirdim. Beraber pişirince tavukla mantarın suyu soğan-biberi eritiyor. Sonra birleştirip üzerine küp küp doğradığım domatesleri ekledim. Karabiber, kırmızıbiber, soya sosu, sarımsak tozu, biraz da sevgi falan ekeledim :) Domatesler pişip, malzemeler özleşdikten sonra ocaktan indirdim.
 İlham verdiği için Touch The Sky'a teşekkürler. Onun tarifi için
http://touchtosky.blogspot.com/2011/01/soya-soslu-hardall-tavuk.html

211 Anıt Projesi

Geçen sene projede, anıt çalışmamız istenmişti. Serbest ifade tekniğinde, çevre düzenlemesiyle bir bütün olarak çalıştık ve ortaya bu eserler çıktı. Tabi hepsinin bir çıkış noktası, anlam ve önemi var ama ben yine hatırlamıyorum :) Bu sefer mazeretim var, jürisi kapalı olarak gerçekleşti. Yani her zaman olduğu gibi hocaların karşısına çıkıp sunum yapmadık. Atölyeye bırakıp çıktık. Onlar kendi aralarında değerlendirme yaptılar.



Park içine kentsel mobilya düşüncesiyle yapılmıştı yanlış hatırlamıyorsam.

En yüksek notlardan birini alan, dans konulu çalışma. Daha önce de eserlerini yayınladığım, sanatçı ruhlu dostum E.Z.Ç'ye ait.
Bu da çocuk esirgeme kurumunun önüne, çocukların oynayabileceği şekilde düşünülmüş bir çalışma. Daha önce bazı aksesuarlarını da yayınladığım canım arkadaşım Özge'ye ait.

Aşk temalı bu eser de Betül'ün. Gerçi biraz müstehcen eleştirilerine mağruz kaldı ama yaparken böyle birşey düşünmediğini biliyorum. Nerden geldi akıllarına, biz de şaşırdık valla :)
Yine yüksek not alan çalışmalardan biri. Neyle ilgili bi de hatırlasam :)

Bizim bölümde yüksek lisans yapan bir peyzaj mimarına ait. Göçü konu almış. Benim favorim kesinlikle.

29 Ocak 2011 Cumartesi

Bakmaya Doyamadıklarım :)

Dünyanın en pahalı telefonu diye okumuştum. Swarovski taşlarla kaplı heryeri. Gerçi çok zaman oldu kesin daha pahalısı çıkmıştır :)

Zarifliğin karşısında yerlere eğiliyorummmm!!!

Evanescence'ın Snow White Quenn şarkısını anımsattı bana.

Bu da Haunted şarkısını :)

Christian Louboutin diyorum daha da bişey söylemiyorum.

Bu tarz eldivenlere çok seviyorum. Bej olana ba-yıl-dım. Lacivert ojelerle süper kombin olurdu.

İlginç bir tasarım. Burberry diye hatırlıyorum. Üstü postal, altı abiye :)

Kemerin altındaki ve omuz başlarındaki drapelerin hastasıyım.

Taşlı bilekliğe kim hayır diyebilir ki?

Bu kadar karizmatik bir çizme daha görür müyüm, hiç bilmiyorum.

Blake sen bir tanesin. Kıyafetlerin yaşama sebebi. Dantelli elbisen paha biçilemez!!!

 Yazın All'da görmüştüm. Görmez olsaydım...

Tek tesellim hayal ürünü olduğunuzu düşünmem.

Çizgilerin gücü adına bu ceketi giyeni kutsuyorum!

Gladyatörler devrinde yaşasam hiç çıkarmazdım ayağımdan

Ah o fermuar yok mu, beni benden aldı.

 Sadece fermuarındaki kuru kafa için bile sevilir :)

Özellikle buna çoook ihtiyacım var!!!! :)

İşte bu postun yegane sebebi, gönlümün medar-ı iftiharı. Sen gerçek misin???

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...