6 Eylül 2011 Salı

What's Wrong With Me?!


Blogu açarken kendimi anlatmayı hiç düşünmedim. Ben gizli yaşarım, ketumumdur, kendimi saklarım. Bir kaç tane ruh hali yazısı ve diğer postlarımdaki ince hüzün vurguları dışında kişisel birşey bulamazsınız burda. Bu sefer bir soruyu cevaplamak için yazıyorum bunları.

Benim sorunum ne?
Sağlığım yerinde, ailem yanımda, fazla bi derdim yok ama mutlu olamıyorum. Eskiden herşey kafama göre olsun isterdim (kova burcunun getirdikleri) şimdi öyle olsun bile istemiyorum. Fazla mükemmeliyetçi bünyem ve hiçbirşeyin mükemmel olamayacağını söyleyen mantığım arasında yıllarca ezilmiş, mantığına yenilmiş ve kabullenmiş biriyim. Başkasının anlayacağı birşey değil aslında. Mesela herkesin beğendiği birşeyde bile mutlaka bir sorun bulurum, vardır çünkü, insan kusurludur. Memnun olmam hiçbirşeyden, hep daha fazlasını ararım. İki karakterimin arasında sıkışırım, kimi 'güler yüzlü iyi kız' der kimi 'melanetin tekidir hiç yaklaşma'. Herkesle kolay iletişim kuramam ama yalnızlıktan sıkılırım. Her şeyi kontrol etmek isterim, diktatörlük yaparım. Farkında olmadan insanların çekindiği, korktuğu bir insan portresi çizerim. (Blogdaki halime bakmayın o tamamen hayal ürünü)


Size bir hikaye anlatayım, hem daha net anlarsınız hem de içimden çıkmış olur belki.
Lisede çok yakın 2 arkadaşım vardı. İlk sınıfta tanıştık, sonra farklı sınıflarda okuduğumuz halde yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Hatta beraber günlük yazardık hatıra olsun çocuklarımıza diye. Okulun maskotu haline gelmişiz, hocalar bile bizi bilir, birimiz yokken 'üçüncü nerde?' espirileri yapılır. Biri B diğeri F. İkisinin de aile yapıları birbirinin aynısı, biri konuşurken diğeri tamamlar. Saftırlar, kötü anlamda değil, iyi düşünürler kandırmazlar, yalan söylemezler. Anneleri, babaları, onların meslekleri, kardeşleri, adetleri, gelenekleri tıpatıp.  Beğendikleri ünlüler bile aynıdır. Doktorlar vardı o zaman Kutsi'yi bir de Keremcem'i severlerdi ikisi de. Ben onlardan hep ayrıyım. Ailem farklı, yaşam tarzım, giyim kuşamım, konuşmam falan herşey farklıdır onlardan. Ama bir noktada birleşiriz, iyi niyetlerine inandığım için rahat olurum onlarla, daha kolay açılırım. Diğer benzeştiklerimle samimiyetsiz ilişkiler kuracağıma bana benzemeyen bu iki kızla temiz bir arkadaşlık kurarım. Başka bir açıdan da onların yönetilmeye benim de idare edeceğim birşeylere ihtiyacım vardır, birbirimizden bunu karşılarız. Onlar çekinik ben baskın eleman. Çünkü ben bana karşı çıkılmasından hoşlanmam, karşı çıkandan da.


Son 2 yıl onların isteksizliği ve ÖSS stresi sonucu kopma noktasına gelen ilişkimizi bir şekilde benim çabalarım ayakta tutar. Eskisi gibi olamasak da arkadaş kalmayı başararak mezun oluruz. Temmuz ayında msn de F ile konuşurken B'yi istemeye geleceklerini öğrenirim. Akrabalarından biridir diye düşünürken B de konuşmaya katılır ve bize 4 yıldır biriyle görüştüğüni ve evlenmek üzere olduğu anlatır. Ben de hemen Lost misali flashbackler oluşur. Biz lise 1 deyken B'nin netten okey oynadığını ve ordan arkadaşlar edindiğini hatırlarım ve haklı da çıkarım. Orda tanıştığı bir adamla sohbeti ilerletmiş ve zamanla görüşmeye başlamıştır. Aradan geçen yıllar ve bizimle ilerleyen arkadaşlığına rağmen benden çekindiği için bu konuyu bir türlü benimle konuşamamış ve bu yüzden F ye de söylememiştir. Aramızdaki ilişkiyi bizden başkası bilemez ama benim onlara olan güvenim ve hakkımda kimsenin bilmediği şeyleri biliyor olmaları benim de bazı şeyleri bilmeye hakkım olduğunu düşünmeme ve sinirimin kat ve kat artmasına sebep olmuştur. Kendimi tutmayı başararak sadece biraz sitemle mutluluklar dilemiş ve konuyu kapatmışımdır ama kendi içimde oluşan hayal kırıklığını kimse tahmin edemez. Ortada bir yanlış vardır ve benim kendini beğenmiş, sert ve diktatör tutumum yüzünden gerçekleşmiştir. Bir yıl sonra evlenen arkadaşımın özürlenmesi gerektiği halde düğününe gitmediğim için bir de bana tavır yapması hala anlam veremediğim bir davranışıdır.

Ve görüşmediğimiz onca zaman sonra face hesabı açan ben onu ekleyerek bir adım attım, şimdi zorla selamlaşıyoruz bazen. Konuşurken ondan öğrendiğim başka birşey ise beni benden bir kez daha aldı. F de herşeyi biliyormuş. Bana söylememeye birlikte karar vermişler ve herşeyi öğrendiğimde F bana kendisinin de hiçbirşeyden haberi olmadığını söylemişti. Yine benden çekindiği için söylememeyi tercih etmişti. Bu kadar korkunç muydum gerçekten? İnsan böyle birşeyi arkadaşıyla paylaşmaz da kiminle paylaşır ki? Ya da bir arkadaş insanı ne kadar korkutabilir, olmuyorsa sevmiyorsan s.ktir edersin gider.

Benzer bir sürü çocukluk hikayesi daha anlatabilirim. Hep böyleydim, huysuz, çekilmez, katı, sabit. Kendimi seviyorum o ayrı :) ama ne mutlu edebildim ne de mutlu olabildim. Birçok şeyi erkenden tükettim. Topuklu ayakkabılarımı 10 yaşından beri giyerim, başıma açtığı onca derde rağmen hiç vazgeçmedim. Şimdi sadece bir alışkanlık benim için. Küçük bir kızken kadın gibi giyinir hareket ederdim, özenmek değil içim böyle. Ama tavırlarım erkek gibi hep katı ve soğuktur. Kafam hep analitik çalışır. Ne kadar tamir işi varsa yaparım ayağımda topuklularımla :) Hep arada kaldım. Herşey olabilirim ama hiçbirşey olamadım...

Evanescence, melankolik ruhumun ilacı. O zamanlar çok dinlerdim, konuya da 'cuk' oturur.
I can't hold on to me Wonder what's wrong with me?
                                

18 yorum:

  1. sağol. okudum ama yine gelicem.
    düşünürüz konuşuruz birlikte.
    elbette amazing'sin. blogunda da hayal ürünü filan değilsin. blogunda zarif yanlarını gösteriyor filan değilsin. topuklu işçi seni. :) ama bu yazı çok güzel. ve böle gerçek olsana hep. ne güzel mizahın var kara. kendinden nefret eden kendini sevenlerdensin. fıstık gibisin. ama şu ikili haline alış artık. ben alıştım sen alışamadın. :) sen böle güzelsin böle iyisin.

    YanıtlaSil
  2. Yazdıkların o kadar tanıdık geldi ki.. Kendimden çok şey buldum bu satırlarda. Bu tarz olayların sonucu hep yanlızlık oluyor, işte en kötü yanı bu

    YanıtlaSil
  3. Cok ilginc ya Hera!
    Ben senin bloguna ilk geldigimde icimde degisik bir his olusmustu. Kan mi cekmisti, kova kani, olabilir;)
    Her neyse...
    Bu yazdiklarin da oyle yakin geldi ki bana, kendimi gorur gibi oldum. Niye boyle korkulur bizden merak ettim:P
    Arkadaslar tarafindan ilginc muamelere kalkmak da cabasi.
    Ama gucluyuzdur di mi? Celiskilerimizle;)

    Ve yine ilginctir ki, Lithium benim de melankoli anlarimin sarkisidir;)
    Hera ve gercek Hera varligi bana da SvGLove ve gercek SvGLove varligini hissettirdi, farkliliklariyla.

    Bu arada su an radyoda 'MyImmortal' calmaya basladi. Her sey daha da ilginclesmeden gideyim ben;))

    Sevgi'den sevgiler;)

    YanıtlaSil
  4. kendini olduğun gibi kabullenmelisin.arkadaşların ayıp etmiş, o ayrı.demek ki arkadaşın değillermiş.ama sen böylesin, bazen katı bazen yumuşak,bazen tatlı bazen acı.ben seni bu halinle seviyorum.ayrıca blogda da farklı bir portre çizmiyorsun bence.melankolik halinden de memnunum:)biraz gevşe, rahat ol.

    YanıtlaSil
  5. Bu yazıyı ben yazmış olabilirim derken ne demek istediğini şu an anladım:)

    Benzer yanlarımız var:)

    Ben yakın arkadaşlıkların üç kişi olabileceğine hiç bir zaman inanmadım.Üç kişi çok samimi görünür ama her zaman ikisi daha samimidir kızlar arasında bu hep böyle olmuştur:)Kırılmakta haklısın ama ben olsam düğüne giderdim sanırım o kadar katı olamıyorum:)

    YanıtlaSil
  6. "katı,huysuz,çekilmez" bana hiç yabancı gelmedi:)
    hatta birkaç tanede ben ekliyebilirim.soğuk,inatçı ve kuralcı:D
    anlattıklarının çok çok benzeri durumu bende yaşadım.2niz burda 3. nerde durumu bizdede vardı.hatta bir tarih hocamız dalgaya alırdı.siz evlenirkende 3 üz falan bulun diye:) ama sonra bazı sebeplerle aramıza soğukluk girdi. birisi tam 10 diğeri 4 senelik dostlarımdı.yediğimiz içtiğimiz birdi.dengeyi de sağlayan bendim aralarında üstelik.ama gün geldi ve bitti.şimdi 2si bir ben yokum.yani 2 iz bulmaları gerekicek:P neyse çok uzattım biliyorum:D ama sadece yalnız değilsin demek istedim:)

    YanıtlaSil
  7. @deeptone, gel tabi beklerim :) böyle düşünmene sevindim, kendime alışmak zor olacak, her geçen gün kendimi şaşırtıyorum :)

    YanıtlaSil
  8. @pembe gönlüm sende, haklısın, ne kadar stil sahibiysen o kadar yalnız kalıyorsun hayatta.

    YanıtlaSil
  9. @SvGLove, kova kanı çeker bilirim :) Neden sevilmeyiz, belki güçlü olduğumuz içindir :)
    Saatlerce Evanescence dinleyip sarhoş olabilirim, ah bu melankoli :)
    Çelişkilerimizle varız, çoklu kişiliklerimizle güçlüyüz :)

    Hera'dan stil sahibi mühendise
    sevgilerle :)

    YanıtlaSil
  10. @gülümse, sakin ol şampiyon, diyosun :)
    haklısın, ya siyah ya beyaz tavrımdan vazgeçmeliyim belki de. Hayat benim için gri olmalı, herşeyden biraz. Ama milleti eleştirdiğim kadar kendimi eleştirsem bu sayfalara sığmaz, iyi davranıyorum kendime :)

    YanıtlaSil
  11. @inanırsakolurbence, bana benzer insanlar olduğunu görmek güzel ama ben kendimi hep eşsiz zannederdim hayalkırıklığı içindeyim :P
    tek sayı hep uğursuzluk getirir zaten :)
    Ben bu konuda çok pisim, içim içimi yer ama dönüp bakmam. Pişman da değilim hani :)

    YanıtlaSil
  12. @My Story, hay aklınla bin yaşa 'soğuk, inatçı ve kuralcı' eklemeyi unutmuşum :)
    Uzattığın için çok teşekkür ederim, yalnız olmadığımı bilmek çok güzel :)

    YanıtlaSil
  13. Ben de böyleyim bir de kestirip atmalarım var, ölsem dönmemeler falan. Katı, sabit fikirli, inatçı ve gergin anahtar kelimeler :)
    Ama bunlar gerçekten bazen hayatı çekilmez kılıyor. Elimden geldiğince katı tarafımı törpülemeye çalışıyorum, bak rendeleme demiyorum, rendeleme büyük atılımlar demek, ben ufak ufak esniyorum.
    Sen de dene demeyeceğim, herkes bu sorgulamaya bir şekilde giriyor ve kendi yolunun ışığını buluyor bir şekilde.

    YanıtlaSil
  14. @Sevda S, ne çok benzeştiğim insan varmış, bi de tekim özelim diye havalanıyordum :P
    Haklısın, kendini keşfetmek sancılı ve uzun bir yolculuk. En azından biz eksik ve yanlış yönlerimizin farkındayız, zamanla törpüleriz ya da belki iyice sivrileşiriz kim bilir. Önemli olan kendini bilmek :)

    YanıtlaSil
  15. Yok iyidir böyle olman, kimseye benzememen. Bir gün biri demiştiki, sen insanı önce alıp göklere çıkarıyorsun, ta zirveye. Sonrada ordan bırakıyorsun, yerlere..ama dönüp ardına bakmıyosun..Kova kadınlarının kaderi bu, yalnızız biz..

    YanıtlaSil
  16. @Aslı, dışardan bakıldığında mesafeli ve katıyız ama tanıyıp sevdikten sonra bizden çok sahiplenen olabilir mi? Bu yüzden yakınlarımız biliyor, seviyor bizi. Ne kadar yalnız olsak da güçlü ve ayakta kalmayı başarabiliyoruz. Haklısın iyiyiz böyle :)

    YanıtlaSil
  17. bazılarına göre bende öyleyim aslına bakarsan hiçte gocunmuyorum çünkü ben beni değiştiremem sende öylesin değişmek için çabalama bence baen insanlar seni sevmiyosa sana güvenmiyosa yapıcak bişey yoktur ...bırak öyle olsun hayatın...

    YanıtlaSil
  18. @Sadecebenemel, değişmeye çalışmak sonuç vermiyor zaten, biz onlarsız da güçlüyüz :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...